Balkabağı mevsiminin sonuna geliyoruz ancak sonundan yakalamak pahasına da olsa size mucizevi bir tarifim var bu hafta. Her daim diyet yapanlar, sağlıklı yemek tarifinde sıkıntıya düşenler, hafif yemek isteyenler, alışılmışın dışında bir lezzet arayanlar, sindirimi kolay bir öğün peşinde olanlar, işte size anneannemden bir tarif: kabak kavurması. Bizim oralarda uzun uzun balkabağı denmez kabağa. Sarı kabak diyenler de az değildir. Balkabağını tatlı olarak düşünegelmişizdir. Belki de bu yüzden bu yemeği tattırdığım herkes önce hayretle karşıladı sonra tadına bakınca da çok leziz buldu. Rahmetli anneannem yokluk dönemi insanı olduğu için, elindeki malzemelerle en leziz ne yapabileceğini bilen biriydi. Ege insanının mutfağındaki en zengin malzeme hiç şüphesiz halis zeytinyağıdır. Herkesin küçük de olsa bir zeytinliği olduğu için bu zenginlik sıradandır aslında her hane için. Doğa da cömert davrandığı için bu coğrafyanın temiz kalpli insanlarına, yemek için malzeme sıkıntısı çekilmez. Kabak da öyle büyük şehirlerde, marketlerde temizlenmiş, torbalanmış, paketlenmiş hatta doğranmış şekilde kilo ile satılmaz. Köylü büyüklüğüne göre eşit parçalara ay dede şeklinde kestiği kabakları 1-2 TL karşılığında satar. Seçip beğenip alırsınız.
Anneannemden arda kalan lezzetlerin en başında gelir zeytinyağlı balkabağı kavurması. Bol zeytinyağı döktüğünüz tavaya isteğinize göre iki orta boy soğanı doğrayıp kavurun. Sonra küp şeklinde küçültüp kestiğiniz kabakları ekleyin. Arzu ediken kıvam kabağın küp şeklinde kalmasıdır. Zira kabağın erime ve püre olma olasılığına karşı yarım limon suyu eklemeniz durumu kurtaracaktır. İstediğiniz miktarda tuz eklemeniz de kıvamın tutturulmasına yardımcı olur. Ayrıca Ege’de yemeklere konan bir başka lezzetlendirici ise kırmızı toz biberdir. Acı olmayan bu toz biber kavurmanın renginin sarıdan kırmızıya dönmesine neden olur. Ayrıca evlerde kurutulmuş, askıda bekleyen kırmızılaşan biberleri de kavurmaya dahil etmek görsellik açısından ve anneannem gibi acı bibersiz yaşayamayanlar için vazgeçilmez olabilir. Bu yemek çok kısa bir süre içinde su eklemeden kısık ateşte pişebilir. İsteğinize göre sıcak, üzerine yoğurt dökerek ya da bir gün dolapta bekleterek soğuk, yine yoğurtlu da yiyebilirsiniz. Alışkanlıklarınızdan vazgeçmenin zamanı, kabağı bir de yemek olarak deneyin bakalım, hep tatlı hep tatlı nereye kadar. Önümüzdeki sezon Fransız mutfağından aşırdığımız çorbasının tarifini de veririm takip ederseniz. Adapazarı’nda bir dinlenme tesisinde gerçekten güzel yapıyorlar.
super gorunuyor!! en kisa zamanda deneyecegim;) sarmisak da yakisir mi acep buna erhanustam?
Teşekkür ederim Berfincim, sarmısak harika olur, yakışmaz mı hiç. Pişerken de konulabilir, yoğurt da sarmısaklanabilir. Afiyet olsun…
balkabağı çorbası bizim köyde (Trabzon Of’ta) yöresel bir lezzettir. Olmazsa olmazlardandır, lahana çorbası gibi…
Sevgili Elvan Hanım, katkınıza çok sevindim. Sizin tarifinizde bir farklılık varsa paylaşırsanız çok mutlu olurum.
http://kgonul.blogspot.com.tr/2016/03/balkabag-kavurmas-meze.html#!/tcmbck