Dışarıda kahvaltı yapmak özellikle haftasonları orta sınıf ve üst-orta sınıf alışkanlıklarımızdan biri haline geldi. Salgın bir hastalık gibi kahvaltı yapmak için çoluk çocuk dışarıda, deniz kıyısında, köy benzeri doğal ya da yapay ortamlarda, dağ eteklerinde, akşam yemek yenilen, sabah kahvaltı mekânlarına dönüşen şık restaurantlarda köşe kapmaca, yer bulmaca oynamaya başladık. En “organik” süt ürünleri sunan,…
Ay: Kasım 2012
Isırgan (Dalgan) Kavurması
Bizim oralarda dalgan derler ısırgan otuna. Nedeni doğayla daha barışık olmamızdan, yeşilliğin, otun kıymetini bilmemizden herhalde. Biz ısırgan demeyi tercih etmeyiz. Isırmak ile ilişkilendirildiği için belki de; “vahşi” doğaya izafen yüklenen bir anlamın yerine, dalganı yeğleriz. Dalamaktan türetildiği için bir parça daha düşük bir anlam yüklenmiştir kanımca. Egeli için kendinden kalkanı, dikeni olan bu ot…
Ahbab Çorba ve Yemek
Yaklaşık 14 yıldır yaşadığım, artık memleketim dediğim Eskişehir 1990’ların sonlarında şimdikine kıyasla yeme-içme mekânlarının çok sınırlı olduğu bir kentti. Öğrenciyken fast-food dışında güvenilir, taze ve temiz, sulu yemek yapan lokanta sayısı azdı. Hüsnüniyet lokantası içlerinden belki de en “iyi”lerindendi. Dolayısıyla sebze yemeği çeşitlerinin olduğu ve aynı zamanda temiz lokantaların azlığı ne yazık ki beni en…
Yakın bir gelecekte kahveye veda! N’parız?
T24 (www.t24.com.tr) internet gazetesinin İngiliz bilim adamlarına referansla aktardığına göre küresel ısınma nedeniyle kahve çekirdekleri 2080 yılına kadar yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Kahve çekirdeklerinin üretim sürecinden ofislerimizde, kahve zincirlerinde kupalarımızda tüketim sürecine kadar geçirdiği yolculuğun sonuna mu geldik yoksa? Sohbet bahanemiz olan kahvesiz n’parız? Dünyanın belki de sudan sonra en yaygın içeceği olan…
Balkabağı Çorbası
Dünyanın en güzel nimetlerinden biridir balkabağı. İrili ufaklı en leziz balkabaklarının Adapazarı’nda yetiştiği söylenir. Gerçekten de balkabağından ister tatlı yapın, ister anneannem usülü zeytinyağlı kavurmasını yapın eğer kabağın kendisi iyi değilse ne yaparsanız yapın yavan olur. İşin özü bu sarı kabaktan ne yapmak lazım gelirse kendisinin iyi ve bereketli toprakların mahsülü olması gerekir. Kabakların mevsimi…
Feel Like Home in Granada
Granada’ya ayak basar basmaz tanıdık bir koku geldi burnuma: narenciye çiçekleri. O an memleketimde-evimde hissettim. Buram buram Akdenizdi, evimdi sokaklar. Sonra kentin adı zaten tanıdık: Granada-Nar. Nar, Granada’nın sembolü. Taneleriyle bereketin toprakları…İşte Endülüs toprakları…Amin Maalouf’un Afrikalı Leo’da anlattığı Granada’daki kadar olmasa da farklı kimlikler çoğullukları içinde Granada’da yaşıyor, kiminin belki sadece ruhu… Granada’ya ilk ziyaretim…