Kaşarlı Tostun Anlamları

Kaşarlı tost, geçenlerde ntvmsnbc’deki habere göre http://www.ntvmsnbc.com/id/25390931/  kaşar peynirinin yapısını oluşturan süt proteinlerinin dağılması sonucu ortaya çıkan krema benzeri tadın ağızda hoş bir his yaratması insanları etkiliyor. ABD’li kimyager-yazar Harold McGee’nin iddiasına göre “şişmanlatıcı” ve “kalorili” olabilecek bu yiyecek bireysel öğrenme sonucu ağzımızdaki alıcıları yağlı ve kalori yoğunluğu bol gıdalara alıştırabiliyor.

Bu tür araştırmalara, bireylerin yiyecek-tat algılarına ilişkin değerlendirmelere genel olarak şüpheyle yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum. Zira kaşarlı tost dışında günümüzde “hayat kurtarıcı” olabilecek pek çok hızlı açlık çözümlerinin küçük porsiyonlarda çok lezzet aradığımız tüm yemeklerde yağ oranının yoğun olduğunu varsayabiliriz. Bu varsayımdan hareketle de patates, mısır cipsleri, kızartmaları, hamburgerler, köfteler de pekala bizi yağlı yiyeceklere alıştırabilir.

Mükellef sabah kahvaltılarının günümüz çalışma temposu içinde yalnızca haftasonu, hatta bazı hanelerde pazar günü ile sınırlandığını düşünürsek, kaşarlı tost tüm aile bireylerinin, bazen evde hazır kesilmiş tost ekmekleri ile çarçabuk tost makinesine sıkıştırdığımız, bazen çocukların okulunda kantinde cep harçlıkları ile satın aldıkları, işyerlerimizde çay ocağından ya da kafeteryadan sipariş verdiğimiz “öğün kurtarıcı” pratik çözümlerden biri olduğunu kim inkâr edebilir ki?

Bu yazıyı okuduktan sonra çocukluğumda henüz kaşar peyniri lüks bir peynir çeşidiyken ve cafelerin, kafeteryaların olmadığı, okul kantinlerinin kaşarlı tostu keşfetmediği zamanlarda yaşadığım küçük kent Nazilli’de seyyar arabalarda tostçuları hatırladım. Bildiğimiz tulum peynirinden ya da beyaz penirden hem de lezzetlisinden ve iyisinden yapılan tostun tadı damağımda ve zihnimde canlandı. Bu arabalarda yapılan tostun en önemli özelliği mayonez ve ketçapla henüz tanışmamış taşranın pratik çözümü olan ev yapımı tuzlu salça ve maydanoz ile lezzetlendirilmesidir. Maydanozun tost ekmeğinde dağılan kokusu ve ev yapımı salçanın sıcaklıkla ekmeğin içindeki yayılımını ve o güzel tostların yaratıcısı tost ustalarını unutmak ne mümkün.

2 Comments Kendi yorumunu ekle

  1. onur K dedi ki:

    aslında bende mardinde iken, okul onunde bahsettigin tosta benzer seyler yedigimizi hatırlıyorum. tabii ki tereyagı margarine gore daha bulunabilir birsey oldugu icin onun tadı ve kokusunu bende unutmuyorum. ayrıca,simdiki gibi ekmekler uno vs degildi guzelim tasfırın somunu…

    1. Erhan Akarçay dedi ki:

      Onurcum katkın için çok teşekkürler. Aslında 80’lerin ilk yarısına denk gelen çocukluğumuz henüz Amerikan fast-food dalgasının gelmediği bir döneme rastlıyor. Bu nedenle son şanslı kuşak fakat yine de önceki kuşaklara göre kayıp kuşak olarak değerlendirebiliriz kendimizi. 80’lerin ikinci yarısında ve 90’ların başlarında McDonalds’ın girmesiyle, onların sahte renkli dünyalarına aldanarak, seyyar tostçuların yavaş yavaş ortadan kalktığını zaman içinde üzülerek fark ettik. Şimdi fast-food kültürünün bir parçası olarak küresel olanı taklit eden, İzmir tostçuları, Ayvalık tostçuları palazlandı her yerde. Sen de İzmir’den bilirsin ki kumru sandviç efsanedir. Bak sabah sabah nasıl canım istedi efsaneden. Efes Oteli önü büfeler desem yeterli olur herhalde:))

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s